Kış mevsimi denince akla gelen başlıca sağlık sorunlarından birisi kesinlikle viral enfeksiyonlardır. Özellikle mevsim geçişlerindeki ani sıcaklık değişimleri, bağışıklık sistemini üzerinde olumsuz etkiler yapar. İklim şartlarından dolayı insanların kapalı ve sıcak alanlarda toplanmaya meyil etmesiyle beraber enfeksiyon riski doruk noktasına çıkar. Soğuk algınlığı, grip, bronşiyolit, farenjit, larenjit ve sinüzit gibi birçok rahatsızlığın kış aylarında daha sık görülmesi tesadüf değildir. Bu hastalıklar, hayatı tehdit edici olmak noktasından uzak olsa da yaşam kalitenizi ciddi anlamda etkileyebilir. Çok büyük kısmı viral kaynaklı ya da viral kaynaklı hastalıkların sonucu olan bu rahatsızlıkların baş müsebbipleri influenza virüsleri, rinovirüs, Respiratuvar Sinsitiyal Virüs (RSV) ve çeşitli koronavirüsler(Covid19 salgınına sebep olan virüsler ile aynı aileden ama ölüm tehlikesi çok daha düşük olan virüsler.)dir.
“Kekik yağı ile davetsiz misafir virüslere kapınızı kapatın.”
Doğada viral istila riski altında olan tek canlı şubesi hayvanlar değildir. Bitkilerde bu davetsiz misafirlerin istilasına uğrayabilir. Bitkilerin bu gibi durumlarda ürettiği sekonder metabolitler adı verilen devasa bir organik bileşik grubu vardır ve ana savunma mekanizmalarını bu bileşikler oluşturur. Zorlama bir benzetme yapmak gerekirse hayvanların bağışıklık sistemiyle benzetebileceğimiz bu yapı. Bakteri, virüs, mantar ve diğer patojenlere karşı keskin etkiler gösterebilir.
Kekik cinsi çoğu bitki de bu sekonder metabolitlerden bolca bulundurur. Mutfaklarda baharat olarak kullanılmak dışında, sağlık ve fonksiyonel/takviye edici gıda sektörlerinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Onka Farma Kekik Uçucu Yağı da bol miktarda içerdiği sekonder metabolitler ile virüslere karşı hem kılıç hem de kalkan olarak kullanılabilir.
DİKKAT! Burada yazan bilgiler tanı koymak ya da tedavi düzenlemek amacıyla kullanılamaz, sadece bilimsel veriler derlenmiştir. Kullanım sonucu oluşabilecek komplikasyonlar kişinin kendi sorumluluğundadır.
Kekik, ballıbabagiller familyasından beş farklı cinsi temsil eden genel bir adtır. Bu nedenle farklı kekik türlerinin farklı ana etken maddeler içermesi kaçınılmazdır. Aşağıda yer alan tabloda ana etken maddeleri ve insanlarda görülen başlıca etkilerini inceleyebilirsiniz.
Kemotip | Etkisi |
Carvacrol | Yüksek antiseptik etki, periodontopatik bakterileri karşı etkili, insan vücuduna düşük toksik etki |
Thymol | Karvakrol izomeridir, yüksek antiseptik etki, bazı parazit ve zararlı mantarlara karşı etkili, insan vücuduna düşük toksik etki. |
Linalool | Hoş kokusuyla rahatlatıcı bir etkiye sahiptir, cildin iyileşmesine yardımcı olur, birçok haşere ilacının etken maddesidir. |
Thujanol | Bağışıklık sistemi ve endokrin sisteme yararlıdır, antioksidan özellik gösterir, insan vücuduna düşük toksik etki. |
Endüstriyel anlamda işlenen kekiklerin büyük bölümü Origanum ve Thymus cinsi kekikler olup, kemotipleri (ana etken maddeleri) de thymol ya da carvacroldür.
Kekik yağının hem kalkan hem de kılıç olarak kullanılabileceğinden bahsetmiştik, şimdi bu ifadeleri gelin biraz daha derinlemesine inceleyelim. Koruyucu etkileriyle başlayalım.
2017 yılında yapılan bir araştırmanın bulgularına göre yüksek antioksidan içeriği sayesinde diğer hücrelerde olduğu gibi solunum yolu hücrelerini de destekler, enflamasyon, ateş ve diğer solunum yolu rahatsızlıklarına karşı koruma sağlayabilir.
Covid19 hastaları üzerinde yapılmış bir başka çalışmada ise rastgele seçilen bir hasta grubunda ilaç tedavisine ek olarak verilen esansiyel kekik yağının bağışıklık sisteminin bir parçası olan lenfositlerin sayısını arttırarak bağışıklık sistemini uyardığı iddia edilmiştir.
Kekik yağının yüksek antimikrobiyal özelliği sadece in vivo (canlı içi) ortamlar için geçerli değildir. Buhurdanlık ya da difüzörde kullanarak ortamdaki virüs yükünü önemli ölçüde azaltabilirsiniz. Buna ek olarak rutin yüzey temizliği sırasında, temizlik suyuna ekleyerek daha keskin bir temizlik yapabilirsiniz.
Kekik yağı, eğer doğal ve katkısızsa, konsantre ve tesirli bir yağdır. Herhangi bir alerjik reaksiyon göstermeyen bireylerde bile uzun soluklu kullanımlarda istenmeyen yan etkiler gösterebilir. Önerilen bir kullanım süresi olmamakla beraber, kullandığınız gün sayısının dörtte biri ile yarısı kadar bir süre kullanmamanız uygun olacaktır. Bu yan etkileri ve çok daha fazlasını Kekik Yağının Bilinen 7 Etkisi yazımızda bulabilirsiniz. Bu yan etkilerden korunmak için nasıl kullanılacağını bilmek kadar ne zaman kullanılacağını iyi seçmek elzemdir. Aşağıdaki belirtilen durumlar kesikli kullanım için uygun zamanlar olabilir.
● Gece gündüz sıcaklık farkının yüksek olduğu mevsim geçişleri.
● Yoğun bir iş temposuna girmek.
● Aşırı stres.
● Düzensiz ve yetersiz beslenme.
● Hastalık semptomlarını göstermeye başladığınız zaman.
Kekik yağının koruyucu etkileri sizi şaşırttıysa, daha da şaşırmaya hazır olun. Çünkü anti-viral etkilerini ve mekanizmaları koruyucu etkilerinden çok daha etkileyici! Kekik yağının anti viral etkisi uzun yıllardır çalışılmış bir konudur. Bilimsel yayınların büyük çoğunluğu, virüslerin hücre içine penetrasyonu ve kekik yağının bu bağlantıyı inhibe etmesiyle ilgilidir. İnsan hücrelerinde bulunan bir reseptör olan ACE-2, çeşitli virüslerin spike(uç) proteinlerine bağlanır ve virüslerin hücreye penetrasyonu gerçekleşir. Çeşitli alt birimlere sahip olan bu proteinlerin kekik yağı tarafından inhibe edilebileceğine bazı çalışmalarda değinilmiştir.
Kekik yağının anti viral etkisi sadece bununla da sınırlı değil. Yakın zamanda laboratuvar ortamında virüsler üzerinde yapılan bir başka araştırmaya göre üreme yeteniğini de inhibe ettiği gösterilmiştir. Bu çalışmalarda hem kapsüllenmiş hem de serbest olarak virütik ortama verilen timol ve karvakrolün viral üreme için çok önemli olan TAR viral RNA (trans aktivatör bölge) ve bir kinaz kompleksi olan P-TEFb’nin birbirine bağlanmasını inhibe ettiği ve bu sayede virüsün üreme hızını azalttığına dair bulgular sunulmuştur.
Anti viral etkiler dışında kekik yağının tekli ve diğer yağlarla kombine kullanımı sonucunda enfeksiyon semptomlarının ANLIK olarak azaldığını belirtelen çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalardan bir tanesi okaliptüs, nane, biberiye ve kekik yağlarının seyreltilmiş sıvı formlarda ağız yoluna püskürtülmesi sonucunda 20 dakika gibi kısa bir sürede ağrı,yangı, ses kısıklığı ve yutkunma zorluğuna önemli ölçüde etki ettiği raporlanmıştır. Fareler üzerinde yapılan bir başka çalışma ise kekik yağının üst solunum yolunda ya da viral enfeksiyon kaynaklı ağrı , enflamasyon ya da tahrişler üzerinde iyileştirici etkilere ek olarak kısmi anestetik etkiler gösterebileceği de duyurulmuştur.
Kekik yağı, çok yararlı, yüksek tesirli bir doğal üründür. Bu yüzden dikkatli kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. Doktor tavsiyesiyle, uygun miktarlarda uygun zaman diliminde kullanılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki “İlacı zehirden ayıran dozdur.”